Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur.
Gün geçmiyor ki ülkemizdeki Covid -19 salgınının üzerimizdeki olumsuz etkisi kat be kat katlanarak artmasın…
Bundan önce defalarca kez ilettiğimiz haklı taleplerimizi yeniden hatırlatmak ve hali hazırda kapalı olan işyerlerimizde satışını yaptığımız ürünlerin yasaklanmasına yönelik tepkimizi bir kez daha belirtmek zorunluluğunu hissediyoruz.
Bildiğiniz üzere geçmişte gerek basın toplantıları, gerek haber bültenleri, gerekse sosyal medya aracılığıyla olsun her platformda sektörümüzün acil olarak çözümlenmesini talep ettiğimiz zorluklarımızı ve sorunlarımızı aktarmıştık.
Bu yaşadığımız zorluklar devletimizin yetkisi dahilinde tamamen iyi niyet ve yapıcılık ile çözümlenecek durumlar olmasına karşın, karşılaştığımız geri dönüş, uzun bir sessizlik, yok sayılma ve sonrasında sektörümüze önerilen Gelir Kaybı Desteği 1.000 TL ve Kira Desteği ise Büyükşehirlerde 750 TL diğer illerde 500 TL olmak üzere sadece 3 ay süresince verilecek destek olarak karşılığını bulmuştur. Sektörümüze yani işverenler olarak temsil ettiğim Kantin İşletmecilerine verilen bu desteklerin neden tarafımızca yetersiz bulunduğunu kısa bir matematik formülüyle açıklamak isterim. İşyerleri kapalı olsa da Bağkur pirimi ödeme zorunda olan işverenlerimize teklif edilen miktar bir aylık Bağkur primine bile karşılık gelmemektedir ! Bir aylık Bağkur priminin 1234 ,25 kuruş olduğunu hatırlatmak isterim.
Bu destekler planlanırken, 13 Mart 2020 tarihinden itabaren kasasına bir kuruş para girmeyen kantin işletmecilerinin, aylık Bağkur Primleri/ diğer zorunlu vergi kalemleri, ev kiraları, faturaları, kredi borçları yani nefessiz bırakan GEÇİM SIKINTILARI ne yazık ki zerre dikkate alınmamıştır.
Bu destek, Dünya genelindeki emsalleri ile karşılaştırıldığında bir “yok sayma”, “görmezden gelme” ve hatta “mağdur edilme ” tutumundan başka ne olarak yorumlanabilir, sizlere soruyorum?
Bizler aylardır 10.03.2016 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğünce hazırlanan Okul Kantinlerinde Satılacak Gıdalar ve Eğitim Kurumlarındaki Gıda İşletmelerinin Hijyen Yönünden Denetlenmesi Genelgesinin Kovid-19 tedbirleri ve Dünya Sağlık Örgütü’nün paketli gıdalara ilişkin verilerinin de dikkate alınarak gözden geçirilmesi ve tekrar düzenlenene kadar ertelenmesi gerekliliğini savunurken; Millî Eğitim Bakanlığı Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü nün 10.11.2020 tarih ve 2020/08 sayılı Genelgesi ile Okul Kantinlerinde Satılacak Gıdalar ve Eğitim Kurumlarındaki Gıda İşletmelerinin Hijyen Yönünden Denetlenmesi yönünde yeni bir Genelge yayımladığını görüyoruz.
Bu Genelge 10.03.2016 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğünce hazırlanan Genelgeyi ortadan kaldırmakla beraber Kantinci Esnafına daha ağır şartlar getirmekte Kantinci Esnafının daha büyük gelir kaybına neden olacak şartları da taşımaktadır. Yaklaşik bir yıldır iş yeri kapalı olan kantinci esnafı zaten büyük bir borç yükü altında ezilirken borçlarını ötelerken bu borçlarını okulların açılması ile beraber kantinler açılınca ödeme hesaplarını yaparken önüne en büyük engel olarak konan bu Genelge ile kantinci esnafı resmen açlığa mahkum edilmiştir. Bu Genelgenin Kantin İşletmecilerine haksızca vurulan ikinci bir darbe niteliğinde olduğunu, bilimselliğinin bile tartışmaya açık olduğu bir düzenleme olduğunu üzülerek ve şaşırarak fark ediyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı Eylem Planı’nı oluştururken “kopyala-yapıştır” biçimindeki metinleri yayımlamaktan neden imtina etmemektedir? Neden bir gıdanın sağlıksız olduğu verisini, bilimsel geleneğe uygun ölçme-değerlendirme- araştırma modelleriyle sınamadan, yurt dışı bir kaynaktan alıntı yaparak bu metni hazırlamıştır? Bizler, mesleğimizi en kaliteli biçimde uygulamak adına sadece ülkemizde olup bitenleri değil, uluslararası literatürü ve araştırmaları da yakından takip etmekteyiz.
Okullarda Yiyecek ve İçecek Standartları hazırlama işini üstlenen yetkililer neden sadece belli başlı birkaç ülkenin (Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Avusturalya ) web sitelerinden alıntı yapmak suretiyle keyfi genelge çıkarttıklarını halkımıza ve bizlere açıklamak yükümlülüğü taşımaktadır.
Özellikle Avustralya Ulusal Sağlıklı Okul Kantinleri Cep Rehberinden (Avustralya National Healthy School Canteens Pocket Guide 2010) alıntı yapılmıştır. Bu alıntılarla genelge çıkartılması demek, iki ülke arasındaki kültürel, ekonomik ve yaşam standartları açısından farklılıkları yok saymak ve ezberden yorum yapmak, alt yapısı olmadan alıntı sistem kurmak anlamına gelmektedir. Bunu kendilerine hatırlatmak isteriz.
Sistemi ve kültürü dikkate almadan, hiçbir sektör temsilcisinden görüş almaksızın, keyfi ve uyarlama genelgelerle bu işi yürütemezsiniz. Böyle bir durumda, bizler ne yazık ki niyetinizden şüphe ederiz. 5362 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu 13 Madde 2 fıkraya göre; ‘’Resmî makamlarca, Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu 13 Madde 2 fıkraya göre; ‘’Resmî makamlarca, esnaf ve sanatkârların meslekî faaliyetlerini ilgilendiren hususlarda alınacak kararlarda, ilgili odanın mütalaasından faydalanılır ve kurulacak komisyonlara oda temsilcisinin katılması zorunludur’’.
Aynı zamanda Mevzuat Hazırlama Usulve EsaslarHakkındaki Yönetmelik Görüş alma Madde 6 ( 2 )’de “Üniversiteler, sendikalar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinden de faydalanılır” ifadesi yer almaktadır. Fakat her ne hikmetse bu hukuki haklarımız göz ardı edilerek tek taraflı olarak biz Kantinci Esnafı adına kararlar alınabilmektedir.
Okul kantinlerinde Genelgeler aracılığıyla yasakladığınız ve satışının uygun olmadığı gıda maddelerini, okulun iki adım ötesindeki bakkal ,büfe ve marketlerdeki satışları için eylem planınız var mı?
Obeziteyle mücadelenin çözüm yolu yasaklar ve kısıtlamalar olamaz.Okul kapılarının tenefüslerde açık olması, öğrencilerin çeşitli bahanelerle dışarı çıkıp, kolasından,cipsine ve hatta ne yazık ki sigarasına kadar satın aldığı ürünleri denetleyemedikten sonra nasıl olur da Sağlık Standartlarından söz edebilirsiniz?
Bir bitki çayını bilimsel araştırmalar bile günlük, paketli tüketimini desteklerken yasaklayıp, öğrencilerin süpermarketten, evlerinden getirdikleri kola vb asitli içecekleri görmezden geldiğiniz bu yüzeysel uygulamalarla nasıl olur da ‘’halk sağlığı”, “toplum sağlığı”, “obezitenin önlenmesi” kavramlarını yazılı metinlerde kullanabilirsiniz?
Yukarıda anılan sorunlar sistemsel ve anlamlı düzenlemelerin yoksunluğundan kaynaklanmaktadır.
Günlük, çalakalem ve keyfi genelgelerle bir neslin sağlığının korunduğu iddia edilemez!
Hijyen koşulları denetlenen, çeşitli bakanlıklardan onay almazsa bir gün bile kepenk açamayacak olan kantinlere güvenilmeyip de özel sektör ve merdiven altı işletmelerin çocuklarımızın alışveriş ortamına çevrildiği ve esas tam da bu yüzeysel bakış açısıyla bir neslin sağlığına tehdit oluşturulduğu yetkililerce bilinmekte midir?
Tarım Bakanlığınca üretim izni alınmış steril şartlarda üretilmiş ve kültürümüzün bir parçası olan çiğköftenin okul kantininde satışını yasaklayıp, okul bahçe kapılarının teneffüs ve öğle aralarında sonuna kadar açık olması, güvenlik önlemlerinin alınmaması ve ne şartlarda üretildiği bilinmeyen seyyar satıcılardan alış veriş yapmalarına neden göz yumulmaktadır?
Burda “çiğköfte” bir semboldür , biz kantinci esnafı olarak kantinlerimiz de çiğköfte satmak için hak arayışında değiliz. Bizim hak arayışımız sistemin kendi kendini yok sayan yapısıyla ve yüzeyselliği ile ilgilidir. Bizler bilimin, sağlığın, hijyenin ve kuralların arkasındayız . Ancak tek bir temsilcimizin, tek bir esnafımızın ve tek bir sendika yetkilisinin bile görüşünün alınmadığı bir toplantıdan anlamlı ve gerçekçi herhangi bir karar çıkamayacağı aşikardır. Bizler tıpkı 2016 yılında yayımlanan genelgede olduğu gibi, bu son genelgenin de objektif, bilimsel, araştırmaya dayalı literatür ve Dünya Sağlık Örgütü verilerinin dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi ve revize edilmesini gerekli ve elzem buluyoruz. Bu keyfi Genelgeler yeniden bilimin ve sağlık ilkelerinin ışığında düzenlenmeli, ilgili web sayfalarından uyarlanmak suretiyle kantin işletmecilerine servis edilmemelidir. Saygılarımla.
Okan FIRAT
Tüm Kantin İşletmecileri
İşveren Sendikası
Genel Başkan