Soner, kalbi hassas ince bir insandı.
Ilımlı uysal bir çizgisi vardı.
Kimseyle kötü olmamak için özenle davranırdı.
Meslekte kıvrak bir zekâya sahipti.
İşini iyi yapardı.
Genç yaşında birçok hastalıkla boğuşuyordu.
Bundan birkaç gün önce kendisiyle buluşmamızda kendisinin ten renginin bozuk olduğunu bir hastalık belirtisinin olduğunu söylemiştim. Evet demişti: Kalbim rahatsız ediyor. Nefeste zorluk çekiyorum ciğerimde de sıkıntı var demişti...
İyi olur inşallah falan demişti.
Şeker hastalığından dolayı insülin kullanıyordu daha önce, Mersin'de buldukları bir doktor vesilesiyle insülinden kurtularak tedaviyi hap ile sürdürmeye başladığını söyledi..
Ee kalp rahatsızlığı da vardı.
Ondan sonrada şekerden dolayı insülin yerine hap kullanmaya başladı.
Bunun kalbine yansıması nasıl olduğunu bilemiyorum Ama keşke araştırılsaydı.
Böyle hassas bir kalbe daha önce bilinmeyen bir hapın enjekte edilmesi...
Bu rahatsızlıklarından dolayı korona şüphesiyle test almış ve malum test pozitif çıkmış
Bilemiyorum ama, bunu söylediğim zaman sen doktordan daha mı iyi bileceksin deyip neredeyse insanı hain ilan edecekler...
Korona hapı da içirildiyse gel de çık işin içinden.
Gitti dağ gibi çocuk.
Arkasında gözü yaşlı bir eş ve bir pırlanta gibi çocuk bıraktı.
Ne yalan söyleyeyim.
Kafamda bir sürü soru işareti?...
Zaten bu korona yüzünden hepimiz koyun gibi olduk.
Koronadan öldü deyip geçiştiriyoruz her şeyi...
Bu ölümler bu kadar kolay olmamalı.
Herkes buna dikkat etsin. Sevdiklerinizi kaybetmemek için lütfen dikkatli olalım.
Alıştık kişi öldüğünde hemen başlıyoruz kendisiyle ilgili bir anımızı paylaşmaya ah vah çekmeye yok çok iyi insandı yok çok severdik kendisini demeye...
Hiç akla hayale gelmeyecek arkadaşlarımızı dostlarımızı kaybettik bu bu süreçte.
Biraz dikkat edilirse bu hastalığın grip kadar etkisi yok.
Neyse, Soner kardeşime Allah'tan rahmet geride kalanlarına Sabr-ı Cemil diliyorum.
