Tarih: 20.10.2025 18:13

Ayvalık Ticaret Odası: Zeytinyağı ihracatında en büyük sorun markasızlık

Facebook Twitter Linked-in

Ayvalık'ta "20. Ayvalık Uluslararası Zeytin, Hasat ve Turizm Festivali" kapsamında açıklamalarda bulunan Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, sadece dökme ihracatı kısıtlayarak sonuç alamayacaklarını belirterek, Türkiye'nin, zeytin ağacının bereketini dünyaya sunmak istiyorsa artık planlı bir ihracat modeliyle hareket etmesi gerektiğini kaydetti.

BALIKESİR (İGFA) - Ayvalık, 2 milyon adede yaklaşan zeytin ağacı varlığı, 1 milyon 180 bin adedinin 300 yaş üzerinde olması ve 600 yaş üzeri 61'i tescilli olmak üzere 81 adet anıt ağacıyla kaliteli zeytinyağının başkentidir. Ayvalık aynı zamanda dünyanın en ünlü 3 zeytinyağı noktasından da biridir.

Bu yıl 20.'si düzenlenen "Turizmin Değeri Zeytinyağının Başkenti Ayvalık'ta Buluşalım" sloganlı festivalde konuşan Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, Türkiye'nin 2022-2023 döneminde 150 bin ton ile 725 milyon dolar, 2023–2024 döneminde dünya genelinde 120 ülkeye toplam 75 bin ton zeytinyağı ihraç ederek yaklaşık 506 milyon dolar gelir elde ettiğini belirterek, Ayvalık'ın zeytinyağının hem üretimde, hem de satışta önemli rol aldığını söyledi. "Ayvalık Zeytinyağı'nın Avrupa Birliği tescil süreci devam ederken Ayvalık da Türkiye'de en çok zeytinyağı markasına sahip olan kenti konumundadır" diyen Uçar, "Bu yıl Türkiye genelinde 200-250 bin ton arasında rekolte bekliyoruz. Geçen yıla göre sektörümüzde 'yok yılı' olarak tabir edilse de geçmiş yıl rekor üretimden devreden 200 bin ton stoğumuzla bu yıl herhangi bir arz sıkıntısı oluşmayacaktır. 2025-2026 sezonu sıkılan ilk hasat sızma zeytinyağlarımızın nefaseti ve kalitesi mükemmel" diye konuştu.

"Hedef pazarları önceden belirleyip, o pazarlara özel stratejiler geliştirmeden, yalnızca dökme ihracatı kısıtlayarak sonuç almak mümkün değil" diyen Uçar, "Çünkü her pazarın dinamiği farklı. Örneğin Japonya ile Amerika'ya aynı şekilde ihracat yapamazsınız. Öncelikle hedef ülkeleri tespit edip, bu ülkelere yönelik tanıtım, ambalaj ve markalaşma çalışmaları yürütmeliyiz. Devlet destekleri de bu odaklara yönlendirilmeli. Ancak bizde genellikle planlama geriden geliyor, oysa strateji önceden belirlenmeli" diyen Ali Uçar, ambalajlı ihracatı teşvik etmenin en etkili yolunun kota sistemi olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Yani bir firma 100 birim ihracat yapıyorsa, bunun en az 20 birimini ambalajlı olarak gerçekleştirmesi zorunlu hale getirilmeli. Böylece hem markalı ürünlerin payı artar hem de ülke olarak yeni pazarlara ulaşmamız kolaylaşır. Ne yazık ki toplam ihracatın yalnızca yüzde 30'u ambalajlı, kalan yüzde 70'i dökme şekilde yurt dışına satılıyor. Bu tablo sürdürülebilir değil. Katma değeri biz değil, yağı bizden alan ülkeler kazanıyor. İspanya bizim yağımızı ambalajlayıp dünyaya sattı. En büyük hatamız buydu." diye konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —