SAĞLIK-SEN BAŞKANI DEMİRALAY'DAN TIP BAYRAMI MESAJI


Yaşam 14.03.2021 01:11:00 0
SAĞLIK-SEN BAŞKANI DEMİRALAY

“Fedakar sağlık çalışanları bir Tıp Bayramı’na daha hüzünle girmenin burukluğunu yaşıyor. Bir yanda pandemi kaynaklı ağır iş yükü, ekstra sorunlar ve can kayıpları, diğer yanda yıllara sari çözüm bekleyen kronik meseleler.  

2021 “sağlık çalışanları yılı” ilan edildi ancak sorun ve beklentilerinin çözümüne dair henüz bir ümit ışığı görebilmiş değiller.
Buna karşın bolca alkış, bir o kadar takdir ve teşekkür alıyorlar. Ancak bir türlü sesleri duyulmuyor, sorunları çözüme kavuşturulmuyor, yüzleri güldürülmüyor.
Fedakarlıkları, alın terleri, mücadeleleri, canlarını ortaya koymaları, bir türlü yetmiyor sorunlarının çözümüne.
Hak etmediklerini ya da hakları olmayanları değil, alın terlerinin ve mücadelelerinin karşılığını istiyorlar.
Örneğin, hakkaniyetsiz ve adaletsiz döner sermaye sistemi son bulsun istiyorlar. Can yakan, alın terini yok sayan bu sistemin yerine, ödemelerin hastane bütçesinden değil, merkezi bütçeden karşılandığı yeni bir modele geçilmesini istiyorlar. Bu sayede gelirlerinin, hastanelerin gelirlerine bağlı olmaktan çıkacağını çok iyi biliyorlar. Bu durum aynı zamanda haksız ücret dağılımının son bulması demektir.
Bunun yanında, hakkaniyetli iş güvencesi herkesin hakkı olduğu için sözleşmeli istihdam modeline son verilsin istiyorlar. Çünkü aynı iş yerinde aynı işi yapıp da birbirlerinden çok farklı mali, özlük ve sosyal haklara sahip olmak kabul edilecek bir durum değildir.
Nöbet ücretleri artırılsın istiyorlar… Çünkü sağlık çalışanları nöbete kaldıklarında, normal mesai ücretinden daha düşük ücret alıyor. Oysa diğer kamu çalışanlarında tersi bir durum söz konusu. Sağlık emekçileri, üçüncü sınıf kamu çalışanı değildir. Hayat kurtarmakla yükümlü oldukları unutulmamalıdır.
Ayrıca, icap nöbet ücretlerinin bağış değil, hak olduğunu tüm sağlık çalışanları çok iyi biliyor. İdari tasarrufla bazı sağlık çalışanlarına icap nöbeti ödenirken bazılarına ödenmemesinin izahı mümkün değildir. İcap nöbet ücretleri anne sütü kadar helaldir, her çalışana her hak edene ödenmek mecburiyetindedir.
Sağlık çalışanlarının ağır iş yükü altında öteden beri ezildikleri bilinmiyor değil. Ne yazık ki pandemi sürecinde bu yük katlanarak arttı. AB ülkeleriyle kıyaslandığında, ülkemizde normal koşullarda bir hemşire dört hemşirenin yaptığı işi yapıyor. Benzer durum diğer branşlarda çalışanlar için de geçerli. Sorunun önüne ancak istihdam açığının sıfırlandığı güçlü sağlık ordusuyla geçilir.
Hatalı uygulamalar (Malpraktis) nedeniyle sağlık çalışanlarının ocağına resmen incir ağacı dikiliyor. 3 – 4 bin lira maaş alan bir sağlık çalışanının, 100 binlerce liralık tazminatın altından kalkması mümkün değildir.  
Sağlık, risk payı çok yüksek bir meslek olduğu için idare, hatalı uygulamalar karşısında sorumluluğu çalışana yükleyerek görevini yapmış olmaz. İdareye düşen, her türlü sorun karşısında çalışanını mağdur etmemek, sahip çıkmaktır.  
Binlerce sağlık çalışanı, “Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği” sınavları düzenli ve belli aralıklarla yapılmadığı için mali, özlük ve sosyal noktasında hak kaybı yaşıyor. Bunun önüne geçmek için ekstra ne bir çabaya ne de bir kanuna ihtiyaç vardır. Yönetmelik değişikliği yeterlidir.
Çocuklarının emniyeti ve bakımı, sağlık çalışanı ebeveynler için sorun olmaya devam ediyor. Sağlık çalışanlarının yaklaşık yüzde 40’ı yine sağlık çalışanıyla evli. Diğer kamu çalışanlarıyla evli olma durumları da bu rakama eklendiğinde oran yüzde 60’ları geçmektedir. Dolayısıyla gündüz bakım evi ve kreş uygulamasının hayata geçirilmesi büyük bir zarurettir.
Bu aynı zamanda hayati bir zarurettir de. Pandemi sürecinde, bazı çocukların canlarına mal olan üzücü hadiselerin varlığını hiç kimse unutmuş değil.
Tüm bunların yanı sıra sağlık çalışanları artık şiddet kurbanı olmak istemiyor! Çünkü şiddet sadece mağduru etkilemiyor; göreni, duyanı kısacası tüm çalışanları doğrudan etkiliyor, travmalara neden oluyor, korkutuyor, sindiriyor.
Sonuç olarak, sağlık çalışanlarının daha pek çok sorunu var. Bu sorunlarla yaşamayı, bu sorunlara alışmayı, bu sorunların gölgesinde kutsal mesleklerini ifa etmeyi istemiyorlar. Mesleklerini severek yapmalarının yanında bayramlarını bayram gibi kutlamak ve hayatlarını müreffeh bir şekilde sürdürmek istiyorlar. Tüm bunları sağlık çalışanlarına çok görmemek gerekir. Sağlık çalışanları bayramın en güzelini en iyisini hak ediyor. Çünkü onlar bu ülkenin “hayat sigortası.” Herkesi, özellikle de sorumluluk sahibi olanları, bunun anlam ve önemini anlamaya ve bu doğrultuda sorunları çözmeye davet ediyoruz.”
  SAĞLIK ÇALIŞANLARI BAYRAMIN EN GÜZELİNİ EN İYİSİNİ KUTLAMAYI HAKEDİYOR 
“Fedakar sağlık çalışanları bir Tıp Bayramı’na daha hüzünle girmenin burukluğunu yaşıyor. Bir yanda pandemi kaynaklı ağır iş yükü, ekstra sorunlar ve can kayıpları, diğer yanda yıllara sari çözüm bekleyen kronik meseleler.  
2021 “sağlık çalışanları yılı” ilan edildi ancak sorun ve beklentilerinin çözümüne dair henüz bir ümit ışığı görebilmiş değiller.
Buna karşın bolca alkış, bir o kadar takdir ve teşekkür alıyorlar. Ancak bir türlü sesleri duyulmuyor, sorunları çözüme kavuşturulmuyor, yüzleri güldürülmüyor.
Fedakarlıkları, alın terleri, mücadeleleri, canlarını ortaya koymaları, bir türlü yetmiyor sorunlarının çözümüne.
Hak etmediklerini ya da hakları olmayanları değil, alın terlerinin ve mücadelelerinin karşılığını istiyorlar.
Örneğin, hakkaniyetsiz ve adaletsiz döner sermaye sistemi son bulsun istiyorlar. Can yakan, alın terini yok sayan bu sistemin yerine, ödemelerin hastane bütçesinden değil, merkezi bütçeden karşılandığı yeni bir modele geçilmesini istiyorlar. Bu sayede gelirlerinin, hastanelerin gelirlerine bağlı olmaktan çıkacağını çok iyi biliyorlar. Bu durum aynı zamanda haksız ücret dağılımının son bulması demektir.
Bunun yanında, hakkaniyetli iş güvencesi herkesin hakkı olduğu için sözleşmeli istihdam modeline son verilsin istiyorlar. Çünkü aynı iş yerinde aynı işi yapıp da birbirlerinden çok farklı mali, özlük ve sosyal haklara sahip olmak kabul edilecek bir durum değildir.
Nöbet ücretleri artırılsın istiyorlar… Hayat kurtarmakla yükümlü oldukları unutulmamalıdır.
Ayrıca, icap nöbet ücretlerinin bağış değil, hak olduğunu tüm sağlık çalışanları çok iyi biliyor. İdari tasarrufla bazı sağlık çalışanlarına icap nöbeti ödenirken bazılarına ödenmemesinin izahı mümkün değildir. 
Sağlık çalışanlarının ağır iş yükü altında öteden beri ezildikleri bilinmiyor değil. Ne yazık ki pandemi sürecinde bu yük katlanarak arttı. 
Hatalı uygulamalar (Malpraktis) nedeniyle sağlık çalışanlarının ocağına resmen incir ağacı dikiliyor. 3 – 4 bin lira maaş alan bir sağlık çalışanının, 100 binlerce liralık tazminatın altından kalkması mümkün değildir.  
Sağlık, risk payı çok yüksek bir meslek olduğu için idare, hatalı uygulamalar karşısında sorumluluğu çalışana yükleyerek görevini yapmış olmaz. İdareye düşen, her türlü sorun karşısında çalışanını mağdur etmemek, sahip çıkmaktır.  
Çocuklarının emniyeti ve bakımı, sağlık çalışanı ebeveynler için sorun olmaya devam ediyor. Sağlık çalışanlarının yaklaşık yüzde 40’ı yine sağlık çalışanıyla evli. Diğer kamu çalışanlarıyla evli olma durumları da bu rakama eklendiğinde oran yüzde 60’ları geçmektedir. Dolayısıyla gündüz bakım evi ve kreş uygulamasının hayata geçirilmesi büyük bir zarurettir.
Bu aynı zamanda hayati bir zarurettir de. Pandemi sürecinde, bazı çocukların canlarına mal olan üzücü hadiselerin varlığını hiç kimse unutmuş değil.
Tüm bunların yanı sıra sağlık çalışanları artık şiddet kurbanı olmak istemiyor! Çünkü şiddet sadece mağduru etkilemiyor; göreni, duyanı kısacası tüm çalışanları doğrudan etkiliyor, travmalara neden oluyor, korkutuyor, sindiriyor.
Sonuç olarak, sağlık çalışanlarının daha pek çok sorunu var. Bu sorunlarla yaşamayı, bu sorunlara alışmayı, bu sorunların gölgesinde kutsal mesleklerini ifa etmeyi istemiyorlar. Mesleklerini severek yapmalarının yanında bayramlarını bayram gibi kutlamak ve hayatlarını müreffeh bir şekilde sürdürmek istiyorlar. Tüm bunları sağlık çalışanlarına çok görmemek gerekir. Sağlık çalışanları bayramın en güzelini en iyisini hak ediyor. Çünkü onlar bu ülkenin “hayat sigortası.” Herkesi, özellikle de sorumluluk sahibi olanları, bunun anlam ve önemini anlamaya ve bu doğrultuda sorunları çözmeye davet ediyoruz.”

Kırmızı ette ibre tersine döndü Isparta’da son bir haftada et ürünlerinde yüzde 10 oranında bir düşüş yaşandı.
Kepezli Osman Yunanistan yolcusu Kepez Belediyesi Spor Kulübü Güreş Takımı sporcusu Osman Ege Özdemir, 52 kilogramda Türkiye Şampiyonu olarak Yunanistan’da düzenlenecek Avrupa Şampiyonası’nda ülkemizi temsil edecek.
KONYAALTI'NDA GÖNÜLLÜLERDEN RESİM SERGİSİ Konyaaltı Belediyesi fuaye alanında Konyaaltı Sanatevi kursiyerleri tarafından yapılan yağlı boya resim sergisi açıldı. 2 hafta boyunca sürecek serginin açılışını Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan gerçekleştirdi.
Antalya'ya 2024'ün ilk üç ayında 553 proje Antalya'da 2024 yılının 2. İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı, Vali Hulusi Şahin başkanlığında gerçekleşti. Mart ayı sonu itibarıyla 553 adet proje üzerinde çalışıldığı ve toplam bedelin 96 milyar 695 milyon TL olduğu açıklandı.
Şampiyon altınla ödüllendirildi Yunanistan’da 6-9 Mayıs tarihleri arasında yapılacak Avrupa Şampiyonasında ülkemizi temsil edecek Isparta 32 Spor’un 6 kez Türkiye Şampiyonu olan g...