Tarih: 15.01.2025 17:20

AK Parti’nin Adayı Bellidir. Konu Tartışmaya Kapalıdır

Facebook Twitter Linked-in

Neye niyet neye kısmet…

Vegas’a teknoloji fuarı için gittiğim ABD’de de kim derdi ki tarihin en büyük yangınlarından birisine denk geleceğim…

Aslında Vegas’a giderken bir tweet ile bahsetmiştim LA’de büyük bir yangın başladığını.

Ancak çok önceden planlanan programlarım olduğu için Vegas uçuşunu da iptal edemedim.

Tabii bir yandan da LA yangınını takip ediyordum.

İlk günün ardından daha fazla duramazdım.

Atladım Los Angeles’a gittim…

Burada minik bir mola verip, araya girmem gerek.

Çünkü sizlere bir teşekkürü borç biliyorum.

ABD yangınları süresince ürettiğim içerikler, 25 milyondan fazla tekil görüntülenme elde etti.

TikTok, Instagram ve X’ten sayısız tebrik mesajı aldım.

Hamaset peşinde olmadım, birilerinin acısı ve çaresizliği üzerinden siyasi sinyalcilik yapmadım, benzemez iki durumu kıyaslayıp kimseye “Oh” çekmedim. Ben bir gazeteci olarak bulunduğum sahada işimi yaptım.

Gördüğüm karşılık ise beni çok ama çok mutlu etti, size karşı kaliteli içerik sunma noktasındaki sorumluluğumu da katbekat artırdı.

Dönelim sahaya…

2021, 2022 ve 2023 yıllarında ülkemizde büyük orman yangınları yaşandı.

Ben de bu süreçleri sizlerle paylaşmak adına her zaman sahada oldum.

Yani bir parça yangınlar konusunda saha deneyimim vardır…

Ben LA’e vardığımda Türkiye’deki yangınlardan gördüğüm, aktardığım manzaralara benzer bir tabloyu tahayyül etmiştim.

Ama beni bekleyen ise çok farklı bir tabloydu.

Türkiye’de itfaiye, belediye araçları, halk iç içe büyük bir koordinasyon dahilinde çalışmalarını yaparken ABD’de itfaiye ekipleri neredeyse yalnızdı.

Sivil destek yok denecek kadar azdı.

Yangının merkezi aslında yaşam alanlarının ortasında olmasına rağmen bölge terk edilmişçesine sessiz ve sakin kaderini bekliyordu…

Peki ülkemizdeki orman yangınlarında büyük tartışmalara neden olan havadan müdahale ekipleri ABD’de yeterli miydi?

Açık konuşacağım, evet yangın söndürme uçaklarının sayısı ve kapasitesi daha fazlaydı ancak ABD’deki havadan yangın söndürme mücadelesi de tıpkı Türkiye’deki gibi büyük oranda helikopterler üzerinden sürdürüldü.

Yani her konu hakkında yorum yapan, ülkesini kendi zihin dünyasında “Eziklediğini” sanan kimi sosyal medya ünlüsünün ahkam kestiği gibi değilmiş bu işler. Dünyanın neresinde olursa olsun havadan yangın söndürme müdahalesinde helikopterler büyük bir öneme sahip oluyormuş…

Neyse…

Sonuçta yangın bir şekilde kontrol altına alındı.

Ancak hasar çok ama çok büyük.

Yüzlerce ev kül olmuş durumda.

ABD’de ise tartışmaların başında, sigorta şirketlerinin bu hasarı karşılayıp karşılayamayacakları geliyor.

Genel kanı ise sigorta şirketlerinin en fazla yüzde 25 oranında bu hasarı karşılayabilecekleri.

Bir diğer tartışma da Trump, Biden ve Kaliforniya Valisi arasında.

Trump, 20 Ocak’ta görevi devralacak.

Özellikle yangın dolayısıyla mağdur olan ABD’lilerin büyük bir kısmı, Trump’ın sorumlulardan hesap sormasını bekliyor.

Tabii burada kaderin bir cilvesi daha var ki; o da Kamala’nın daha 3 ay önce Kaliforniya’da Trump’a karşı net bir üstünlük sağlamış olması.

5 Kasım’da Trump’a karşı sandığa giden Kaliforniya halkı, yaşadıkları felaketin ardından Trump’ın sorumlulardan hesap sormasını umut ediyor.

Hayat bazen gerçekten tezatlıklarla doludur…

AK Parti’nin Adayı Bellidir. Konu Tartışmaya Kapalıdır

AK Parti’nin Şanlıurfa İl Kongresi’nde sahneye çıkan İbrahim Tatlıses ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diyaloğunu izlemeyeniniz yoktur sanırım.

Sn Erdoğan’ın önünde yeniden Cumhurbaşkanı adayı olması için anayasal bir engel mevcut.

Tabii ki bu bahsettiğim engel, normal şartlarda ve seçimlerin kendi olağan tarihlerinde yapılması durumunda.

Mevcut konjonktürde Sn Erdoğan’ın aday olabilmesinin tek şartı Meclis’in erken seçim kararı almasıdır.

Tabii burada da Meclis dağılımı devreye giriyor.

Cumhur İttifakı tek başına erken seçim kararı alabilecek sayıda vekile sahip değil.

Onun için mutlak suretle muhalefetten bir veya birkaç partiyi yanına çekmek durumunda.

Hesaplar, arka kapı diplomasisi, siyasi transferler, beklenmedik manevralar…

Bunlar siyasetçinin işi.

Peki halk ne diyor?

Kahvedeki Duran Amca, evdeki Hatice Teyze, dükkanını açan Kerim Ağabey, mesaisine giden Emel Abla ne diyor?

Müneccim değilim.

Niyet okumayı da bilmem.

Ama Türkiye’yi, Türk halkını iyi bilirim.

Her şeyden önce biz fırtınalı denizde bildiğimiz, güvendiğimiz kaptandan şaşmayan bir milletiz.

Fırtınalı denizden kastım nedir?

Açıklayayım…

Sınırlarımız yangın yeri.

Bırakın sınırlarımızı dünya yangın yeri.

Trump gibi canlı bir el bombası, pimi çekilmiş bir vaziyette oval ofise yerleşmek üzere.

Rusya'sı, Çin’i, AB’si…

Herkes diken üstünde.

Yani dünya birkaç adım ötesini sisten göremez vaziyette.

Bilinmezlik iktidar…

Dönelim içeriye…

Ekonomide popülizm tamamen terk edilmiş durumda.

Rasyonel akıl ile orta ve uzun vadeli planlar işliyor.

Akılcı planlar işledikçe de başta enflasyon olmak üzere ekonomik verilerde düzelme sinyalleri güçleniyor.

Ekonominin yanı sıra gerek savunma sanayiinde gerekse de teknolojik alandaki yatırımlarda Türkiye için hasat vakti başladı.

Geriye bir tek kritik konu kalıyor. Terör.

Sn Bahçeli yeni bir sürecin fitilini ateşleyen isimdi.

Bahçeli’nin başlattığı sürece Sn Erdoğan da desteğini açıkladı.

Türk siyasetinin en tecrübeli iki siyasetçisi bu süreci hatasız yürütür, vatandaşı da sürece ikna edebilirlerse yarım asırlık terör defteri de bir daha açılmamak üzere kapanabilir.

Sonuç:

Dedim ya ben Türkiye’yi ve Türk halkını tanırım.

Dünya bilinmezlik içerisindeyken…

Türkiye’de ekonomik koşullar düzelme sürecine girmişken…

Savunma sanayine ve inovatif teknolojilere yapılan yatırımların hasat dönemi gelmişken…

Türkiye 50 yıllık kangrenli sorununu çözmeye bu kadar yaklaşmışken

Hiç şüphem yok ki halkın da tercihi

Bir dönem daha Recep Tayyip Erdoğan ile devam etmek olacaktır.

Hodri meydan.

Anket şirketlerine çağrımdır.

2028 yılında AK Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı diye sorsunlar.

Hem muhalif seçmen hem de AK Parti seçmeninin tercihini ayrı ayrı açıklasınlar.

Her ikisinde de ibre Sn Erdoğan’ı gösterecektir.

Ha şunu da söyleyeyim:

Bence de Sn Erdoğan, tecrübesiyle, liderliği ile, sürece hakimiyetiyle kesinlikle ama kesinlikle bir dönem daha devam etmeli.

Peki Sn Erdoğan olası adaylığının önü açılması durumunda bu seçimleri kazanabilir mi?

Özgür Özel, elinde kırmızı kartıyla siyasi gezilerden çok turistik seyahatleri andıran ziyaretlerine devam ederken…

Mansur Yavaş, bir ay fahiş konser ödemeleri, öbür ay tabut skandallarıyla uğraşırken…

İmamoğlu, kendi partisine “Pışık” çekerken…

Sanıyorum ki “En zor seçim” denilen 2028 seçimleri, Sn Erdoğan’ın en rahat seçimlerinden biri olacaktır.

6 Şubat Yaklaşırken…

Cumhuriyet tarihimizin en büyük felaketlerinden birinin sene-i devriyesi yaklaşıyor.

6 Şubat 2023 depremlerinin üzerinden 2 sene geçti.

6 Şubat’ta birçok siyasi, birçok firma, STK deprem bölgesine gidecek.

Birçoğu siyasi ve ticari gösterişten öteye geçmeyen PR çalışmaları…

Ancak sahada bir irade büyük bir özveri ile çalışıyor…

Türkiye Cumhuriyeti…

Evet depremin ilk günlerinde bocalama yaşandı.

Evet belki telafisi mümkün olmayan, kayıplarımızı asla geri getirmeyecek bir süreçten geçtik.

Ama kısa süre içerisinde de devlet refleks göstermeyi başardı.

Bugün Hatay’da, Adıyaman’da, Antep’te, Malatya’da belki de dünyanın gördüğü en büyük şantiye alanları kurulmuş vaziyette.

Asla ama asla gidenlerin acısını dindirmeyecektir ama geride kalanların da barınma sorunu başta olmak üzere birçok ihtiyacı karşılanmalıydı.

Karşılanmaya da başlandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un koordinasyonunda büyük bir titizlik, aynı oranda da hızla yeniden inşa süreci devam ediyor.

2026 yılının ilk çeyreğinde depremzedelerin çok büyük bir kısmının kalıcı barınma sorunları çözülmüş olacak.

Ben bir parantez de mesaisinin büyük kısmını deprem bölgesiyle geçiren Murat Kurum’a açmak istiyorum.

Çabaları, özverisi ve süreçteki sorumluluk bilinci herkesçe görülüyor, bahsediliyor.

Eğer Murat Bey bu süreci hatasız sürdürür, taahhüt edildiği gibi depremzedelerin kalıcı konutlarını zamanında teslim etmeyi başarabilirse tarih Murat Kurum’u yazar.

Peki deprem bölgesindeki yeniden inşa süreci ile biz yaşadıklarımızı unutacak mıyız?

O hatayı 99’da yaptık. Bir daha yapmayalım.

Okyanusu geçip derede boğulmayalım.

Türkiye büyük bir hızla yeni bir seferberlik ilan etmeli.

Bu seferberliğin adı “Yapı Stoku Yenileme”

Kimisi buna kentsel dönüşüm desin kimisi başka bir şey.

Ama bir an önce yüksek ve orta risk sınıfından başlayarak Türkiye’nin yapı stokunu yenilemesi gerekiyor.

Hükümeti, bakanlıkları, belediyeleri, valilikleri, kaymakamlıkları…

Kime ne görev düşüyorsa, seferberlik bilinciyle hızla harekete geçilmeli.

Yoksa?

Ne 17 Ağustoslar biter ne de 6 Şubatlar…



 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —