Isparta’da 2 buçuk yıldır kayıp olan Zehra Çaycı ile Korhan Taştekin’i öldürdüğü iddiası ile bir süredir tutuklu bulunan Ali Aydıner hakim karşısına çıktı. Isparta Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanık avukatı Muhammet Uçgun alınan HTS kayıtlarını incelediğini ve Korhan ile Zehra’ya ait olduğu belirtilen her 2 telefondan da olay sonrası görüşme kayıtlarına ulaşıldığını belirterek, ‘Bu insanlar yaşamaya devam ediyorlar’ iddiasına bulundu.
Saat 09.30’da Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya tutuklu sanık Ali Aydıner, kayıp olan Zehra’nın annesi Keziban Çaycı ile Korhan Taştekin’in annesi Fatime babası Orhan Taştekin, eski eşi Özlem Singeç, sanığın yakınları ve tarafların avukatları katıldı. Davaya ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da avukat göndererek müdahil oldu.
Mahkeme Başkanı müdahillerin dışında 17 tanık dinledi. İlk sözü sanık Ali Aydıner’e veren mahkeme başkanı ‘Kayıp olan 2 kişiyi öldürdüğün iddiası ile hakkında iddianame düzenlendi. Bu suçlamaya karşı ne diyeceksin?’ diyerek söz verdi.
Sanık Ali Aydıner, ‘Ben kimseyi öldürmedim. Korhan ve Zehra o akşam besihanede bulunan evime geldiler ve beraber alkol aldık. Sonra Zehra çocuğunu bırakmak için Korhan ile evden ayrıldı. Tekrar geldiler ve bir müddet daha oyalandıktan sonra gitmek üzere aşağıya indiler. Opel bir araca bindiler ve Korhan’ı elinde bıçak sallarken camdan gördüm. Sonra oradan ayrıldılar. Korhan bana Antalya’ya gideceğini söyledi ve aracı babasına teslim etmemi istedi. Bende ertesi gün aracı götürüp babasına teslim ettim’ diye ifade verdi.
Mahkeme Başkanının ‘Neden olaydan sonra İstanbul’a gittin? Dönüşte neden başkasına ait bir kimliği kullandın?’ sorusuna, ‘Korhan kaybolduktan sonra bana suçluymuşum muamelesi yapılmaya başlandı. Korkup çekindiğim için bir arkadaşın kamyonu ile İstanbul’a gidip buralardan uzaklaşmak istedim. Zaten denetimli serbestlik şartı ile cezaevinden çıkmıştım. Pazartesi günü imza atmam gerekiyordu. Burdur üzerinden Isparta’ya geldim ve TC kimlik numaramı bilmiyordum o nedenle başka kimlik kullanmak zorunda kaldım’ diye cevap verdi.
SAVUNMA AVUKATI. “BU İNSANLAR YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR”
Sanığın avukatı Muhammet Uçgun, dosyada mevcut 4500 sayfa HTS kayıtlarını günlerce titizlikle incelediklerini ve Korhan Taştekin ile Zehra Çaycı’nın kullandıkları telefonların olay tarihinden sonra alınan kayıtlarında akşam saatlerinde açıldığını ve mesaj alışverişinde bulunulduğunu, Zehra’nın annesi ile 1 gün sonra 24 saniye görüşmesinin olduğunu keza Korhan’ın da annesi ile görüşme kayıtlarının olduğunu öne sürerek; “Bu insanlar yaşamaya devam ediyorlar. Bu telefonları şarj eden biri var. Zaman zaman açılıyor ve kullanılıyor. Whatsapp üzerinden yapılan görüşmelerin kayıt altına alınamadığı, polis tarafından dinleme yapılamadığı sokaktaki vatandaş tarafından bile biliniyor. Ortada ceset yok, defalarca bahsi geçen besihane kazıldı bütün eşyalar üzerinde inceleme yapıldı. Kadavra köpekleri ile araştırma yapıldı. Müvekkilimin bu insanlarla son görüşen insan olmasından yola çıkarak üzerinde cinayet işlediği tahakkümü kurulması hukuka aykırıdır. Müvekkil, televizyon programlarında yapılan ve ortaya delil diye ortaya atılan konularla, kahve ağzı ile yapılan dedikodularla hakkında bir soruşturma açılmış ve apar topar tutuklanmıştır. Bugüne kadar ortada bir ceset bile yokken cinayetten yargılama olmamıştır. Mahkeme Heyeti’nin bu iddianameyi geri iade etmesini talep etmekle beraber sanığın tahliyesine karar verilmesini talep ederiz’ şeklinde savunma yaptı.
TUTUKLULUK HALİNE DEVAM
Mahkeme Heyeti tanıkları dinledikten sonra duruşmaya 10 dakika ara verdikten sonra tarafları yeniden duruşma salonuna aldı ve ara kararını açıkladı. Verilen ara kararda dava dosyasında bulunan 4 bin sayfalık HTS kayıtları dikkate alınarak Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından Korhan ve Zehra’nın kullandığı GSM hatlarından görüşme yapılıp yapılmadığının tespitine ve ayrıntılı rapor çıkarılmasına, görüntü kayıtlarına ilişkin dosyaya konulan görüntülerin olay tarihinde hangi saat aralıklarına bakıldığına, başka kayıt olup olmadığının araştırılmasına ve olayda adı geçen Opel marka aracın bu görüntü alan yerler ile PTS (Plaka Tanıma Sistemi) kayıtlarına takılıp takılmadığının bakılmasına, varsa böyle bir görüntü saklanılarak mahkemeye gönderilmesi için müzekkere yazılmasına duruşmanın 27 Şubat 2020 tarihine bırakılmasına karar verildi.
