Tarih: 11.03.2025 02:32

Burdur Gölü’nün Çekilen Alanlarında Hayvancılık ve Ekolojik Denge

Facebook Twitter Linked-in

Gazeteci Samet Memiş, Burdur Gölü'nün kurumasıyla ortaya çıkan tuzlu ve çorak alanlarda hayvancılığın yapılması gerektiğini defalarca gündeme getirdi. Ancak bölgede hayvanların otlatılması nedeniyle hayvan yetiştiricileri ciddi cezalarla karşılaşmaktaydı. Memiş, bu uygulamanın yanlış olduğunu belirterek, hayvanların bu alanlarda otlatılmasının ekolojik dengeye katkı sağlayacağını, ayrıca tuzlu topraklarda yetişen bitkilerin hayvan sağlığına olumlu etkileri olduğunu vurguluyordu.

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) akademisyenleri tarafından yapılan bilimsel araştırmalar da bu görüşleri destekler nitelikte. Akademisyenler, tuzlu topraklarda yetişen “halofit” bitkilerinin hayvancılıkta kaba yem olarak kullanılmasının küçükbaş hayvanların sağlığına etkilerini inceledi.

Halosheep Projesi ve Halofitlerin Etkileri

Halosheep Projesi kapsamında, halofit bitkileriyle beslenen koyun ve keçi sürülerinin gelişimi izlenerek, hayvanların sağlığı, et ve süt verimi analiz edildi. Yapılan ilk incelemeler sonucunda, bu bitkileri tüketen hayvanların gelişiminde herhangi bir olumsuzluk tespit edilmedi. Aksine, halofitlerin yayılmasını sağlayan hayvanlar, bölge ekosisteminin korunmasına da katıkıda bulunuyordu.

Prof. Dr. İskender Gülle, halofitlerin toprak erozyonunu önlediğini, rüzgar ve sel gibi doğal afetlere karşı koruyucu bir etki sağladığını ifade etti. Normal bitki örtüsüyle kaplanamayan Burdur Gölü kıyılarında, mevsimlik olarak yetişen bu bitkiler, toprağın korunmasında büyük rol oynuyor.

Değişen Hayvancılık Koşulları ve Gelecek Perspektifi

Burdur Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Yıldız, hayvancılık koşullarının değiştiğini ve artık geleneksel otlatma alanlarının kısıtlandığını belirtti. Hayvan yetiştiricilerinin eldeki imkanlarla hayvancılık yapmaya zorlandığını dile getirdi.

Prof. Dr. Özkan Elmaz ise PRIMA (Akdeniz Bölgesi Araştırma ve Yenilik Ortağı) tarafından desteklenen projede, hayvan sağlığına dair verilerin olumlu olduğunu belirtti. Halofitlerin besin içeriği üzerine yapılan araştırmalar sonucunda, küçükbaş hayvanların gelişiminde olumsuz bir etkiye rastlanmadığı ve süt ile et kalitesine olumlu yansımalar gözlendiği bildirildi.

Son yıllarda giderek artan kuraklık ve iklim değişikliği, hayvancılık sektöründe yeni stratejiler geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Burdur Gölü Havzası’nda 1970’lerde uygulanan tarım modellerine dönülmesi gerektiği, kuru tarım ve küçükbaş hayvancılığın ön plana çıkmasının kaçınılmaz olduğu belirtiliyor.

Gelecek dönemde, hayvancılığın ekolojik dengenin bir parçası olarak düşünülmesi ve halofit bitkiler gibi doğal kaynakların hayvancılıkta etkin kullanılması, sürebilir bir ekosistem için kritik bir rol oynayacak gibi görünüyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —