Tarih: 13.02.2025 16:07

CHP'li Sarıbal: Tarımsal gerileme ithalat rakamlarına da yansıdı

Facebook Twitter Linked-in

2024 yılı bitkisel ürünler ithalat verilerini TBMM'de düzenlediği basın toplantısında değerlendiren CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, mısır ve soyanın tüm zamanların ithalat rekoru olduğunu kaydetti.

ANKARA (İGFA) - Türkiye’nin tarımsal üretimdeki gerilemesi, 2024 yılında ithalat rakamlarına da yansıdı. Mısır ve soyada tüm zamanların ithalat rekoru kırılırken, stratejik tarım ürünlerinde dışa bağımlılık katlanarak arttı.

Türkiye’nin tarımda kendi kendine yeten bir ülke olmaktan hızla uzaklaştığını belirten CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, “İthalata bağımlılık arttıkça, küresel fiyat dalgalanmaları Türkiye’de gıda fiyatlarını daha da yukarı çekiyor. Saray rejiminin planı belli: Reel ücretleri baskılayarak talebi kısmak, uyguladıkları sözde dezenflasyon programının faturasını halkın sırtına yüklemek” dedi.

2024 yılında ithalat kalemlerinde en büyük artışın, yem sanayisinin temel girdileri olan soya ve mısırda yaşandığını kaydeden Sarıbal, “Soya ithalatı yüzde 30 artarak 3,8 milyon tona ulaştı. Bu ürün için ödenen bedel 1,8 milyar dolar oldu. Dane mısır ithalatında ise tüm zamanların rekoru kırıldı. 4,5 milyon tonluk ithalat karşılığında 1 milyar doların üzerinde ödeme yapıldı. Ayçiçeği yağı ithalatı 1,3 milyar dolara ulaştı, toplamda 1,4 milyon tonluk ürün ithal edildi. Pamuk ithalatı 1,5 milyar doları aşarken, küspeler için de 1,1 milyar dolar ödendi. 2024 yılı boyunca yağlı tohumlar, bitkisel yağlar ve küspeler ithalatına toplam 5,3 milyar dolar aktarıldı” diye konuştu.

TÜRKİYE YEM SANAYİDE TAMAMEN İTHALATA BAĞIMLI

Milletvekili Sarıbal, açıklamasında Türkiye’de tarımsal üretimin giderek azaldığını ve çiftçilerin üretimden çekildiğini belirterek, “Mazot, gübre, tohum ve ilaç fiyatları kontrolsüz şekilde artarken, çiftçiye verilen destekler yetersiz kalıyor. Türkiye kendi üreticisini desteklemek yerine yabancı tarım şirketlerini finanse eden bir modele teslim oldu. TÜİK’in Mart 2024’te yayımladığı Bitkisel Ürün Denge Tabloları, Türkiye’nin tarımsal üretimde ne kadar kırılgan hale geldiğini gözler önüne serdi. Buna göre, yurt içi üretimin iç talebi karşılama oranları arpada yüzde 90, ekmeklik buğday, mısır, kırmızı mercimekte yüzde 86, pirinçte yüzde 74, yeşil mercimekte yüzde 60, ayçiçeğinde yüzde 51, soyada yüzde 5 oldu. Özellikle soyada yalnızca yüzde 5’lik bir yeterlilik oranına sahip olunması, Türkiye’nin yem sanayisinde tamamen ithalata bağımlı hale geldiğini ortaya koyuyor.

GIDA ENFLASYONU ANCAK ÜRETİMLE ÇÖZÜLÜR

Hükümetin gıda enflasyonunu düşürmek için ithalatı bir çözüm olarak sunduğunu belirten Sarıbal, bu anlayışın en büyük yanlış olduğunu ifade ederek; “Üretimi artırmadan, ithalatla gıda enflasyonunu çözemezsiniz. Çözüm, çiftçiyi desteklemek, üreticinin girdi maliyetlerini düşürmek ve tarımı yeniden canlandırmaktır. Türkiye’nin 2024 yılında tarımsal ithalata ödediği toplam 11,4 milyar dolar, yaklaşık 370 milyar TL, hükümetin tarıma ayırdığı destek bütçesinden 4 kat fazla. Bu tablo, tarımda uygulanan politikaların kimleri desteklediğini açıkça gösteriyor. Çiftçilere gerçekçi destekler verilmeli, girdi maliyetleri sübvanse edilmeli. İthalat yerine yerli üretimi teşvik eden politikalar uygulanmalı. Gıda egemenliği sağlanmalı, Türkiye’nin kendi üreticisini destekleyen bir modele geçilmeli” açıklamasını yaptı.

İLİÇ EKOKIRIM SUÇUDUR, MURAT KURUM SORUMLUDUR

Bu arada Milletvekili Sarıbal, Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat 2024’te yaşanan faciadan bu yana bir yıl geçtiğini, ancak sorumluların hala hesap vermediğini kaydetti.

"Siyanürlü atık havuzlarının çökmesi sonucu 9 işçi göçük altında kaldı, tonlarca zehir doğaya karıştı" diyen Sarıbal, "İliç’teki madenin riskleri uzun yıllardır bilim insanları ve çevre örgütleri tarafından dile getiriliyordu. 2010 yılında siyanürle altın üretimine başlayan şirket, kapasite artırımı yoluyla faaliyetini genişletirken, bölgedeki su kaynakları ve ekosistem üzerindeki yıkıcı etkiler göz ardı edildi. Türk Tabipleri Birliği, 2021’de yayımladığı raporda bölgedeki toprak, su ve bitki örneklerinde yüksek oranda arsenik tespit edildiğini açıklamıştı. Yerel halk ve çevre örgütleri, siyanürlü atık havuzlarının kapatılması ve projenin iptal edilmesi çağrısında bulundu. Ancak yetkililer, madenin faaliyetlerini genişletmeye devam etti. Olayın ardından kurulan TBMM Araştırma Komisyonu ve bilirkişi raporları, faciaya neden olan kapasite artışına izin veren yetkilileri işaret etti. Ancak soruşturma sürecinde bilirkişi heyeti değiştirildi, hazırlanan yeni raporla dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum aklandı. İliç ekokırım suçudur, Bakan Murat Kurum, sorumludur!” diye konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —