İstanbul merkezli yürütülen geniş kapsamlı yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında tutuklanan iş insanı Aziz İhsan Aktaş’ın etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadeler, Türkiye'deki bazı büyükşehir belediyelerinde "organize edilmiş ihale yapıları"na işaret etti. Aktaş’ın ifadeleri, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik ciddi yolsuzluk iddialarını da gün yüzüne çıkardı.
Aktaş’ın ifadesine göre, Antalya merkezli YST Otomotiv Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., yalnızca Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden 2020’den bu yana toplam 2 milyar 200 milyon TL’lik kamu ihalesi aldı. Otobüs bakım ve onarım başta olmak üzere çeşitli hizmetleri kapsayan bu ihalelerin özellikle CHP’li yönetimler döneminde peş peşe alınması dikkat çekti.
Şirketin sahibi Yusuf Yadoğlu’nun, aynı zamanda Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu ile bağlantılı olduğu iddiaları, siyasi ve medya ilişkileri bağlamında da sürece başka bir boyut kazandırıyor.
En son 7 Nisan 2025’te düzenlenen ve toplam 8 firmanın katıldığı 673 milyon TL’lik otobüs bakım ihalesinde, yalnızca YST Otomotiv’in teklifi geçerli sayıldı. Geriye kalan 7 firmanın teklifleri teknik gerekçelerle elenirken, dev ihale yine aynı şirkete verildi.
Bu durum, kamuoyunda “ihale rekabetine gölge düşürüldü mü?”, “şeffaflık nerede kaldı?” gibi soruları gündeme getirdi.
Aktaş’ın ifadeleri, YST Otomotiv’in yalnızca Antalya ile sınırlı kalmadığını gösteriyor. Şirketin, Adana Büyükşehir Belediyesi’nden de benzer boyutta ihaleler aldığı belirtiliyor. Ayrıca şirketin adı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki İETT’nin 2019 yılındaki bir ihalesine de karışmıştı. İhaleyi en düşük teklifle kazanmaya çok yaklaşan YST, Beydağ Temizlik firmasıyla ortak teklif sunmuş ancak ihale Kamu İhale Kurumu tarafından iptal edilmişti.
İptalin ardından ihalenin, Aktaş’ın sahibi olduğu başka bir firmaya yönlendirilmesi ise “içeriden ayarlama yapıldı mı?” sorusunu akıllara getiriyor.
Aziz İhsan Aktaş’ın savcılık ifadesinde verdiği bilgilere göre, birçok ihalenin arka planında, belediye üst düzey yetkililerinin doğrudan veya dolaylı yönlendirmeleri yer alıyor olabilir. Aktaş’ın ifadelerinde geçen dikkat çekici bir cümle şöyle:
“Yusuf Yadoğlu, Remzi Baka ve Cafer Mahiroğlu bu projelerde ortak olmuşlar ve anlaşmışlar. Bu süreçlerin tamamı, Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile Fatih Keleş’in bilgisi dahilinde, İbrahim Bülbüllü’nün organizasyonu ile yapılmıştır.”
Bu iddialar doğrulanırsa, yalnızca Antalya değil; İstanbul, Adana ve başka büyükşehir belediyeleri de soruşturmanın hedefi haline gelebilir.
Antalya’daki son ihale özelinde, özellikle 7 teklifin neden geçersiz sayıldığı konusu önümüzdeki günlerde Sayıştay ve İçişleri Bakanlığı denetimlerinin odağına girebilir. Usulsüzlük, rekabetin engellenmesi ya da rüşvet iddiaları doğrulanırsa, süreç yalnızca ihaleyi alan şirketlerle sınırlı kalmayabilir — belediye yönetimi ve bürokratlar da hukuki sorumlulukla karşı karşıya kalabilir.
Türkiye'de kamu ihaleleri üzerindeki denetimsizlik ve siyasi bağlantılı iş birlikleri tartışılırken, Aktaş’ın etkin pişmanlıkla verdiği ifadeler, belediyelerde sistematik yolsuzluk yapılarının varlığına dair ciddi bir alarm niteliği taşıyor. Bu gelişmelerin ardından, hem siyasi hem de adli süreçlerin nasıl işleyeceği kamuoyunun merakla takip ettiği konular arasında.