Yalvaç siyasetinde son zamanlarda yaşanan gelişmeler, kamuoyunun gündeminden bir türlü düşmüyor. En çok tartışılan konu ise, İYİ Parti’den seçilen ve bir süre sonra bağımsız olarak yoluna devam eden Belediye Başkanı Mustafa Kodal’ın AK Parti’ye katılması.
Mustafa Kodal’ın bir partiden diğerine geçmesi elbette siyasi bir tercihtir. Siyasette parti değiştirmek olağan bir durumdur. Bu açıdan bakıldığında, AK Parti’ye geçmesi kendi kararıdır ve saygı duymak gerekir. Ancak mesele, yalnızca bir parti değişimi değil, bu sürecin nasıl işlediği ve arka planındaki söylentilerle ilgili.
Bir süredir AK Parti’ye yakın durduğu bilinen Kodal’ın, sonunda partide kendine bir yer bulması, Yalvaç’ta ve Isparta genelinde geniş yankı uyandırdı. Henüz kendisinden resmi bir açıklama duymamış olmamıza rağmen, kamuoyuna Cumhurbaşkanı nezdinde rozet takılacağı bilgisi servis edildi. Bu hamle, özellikle AK Parti tabanında ciddi tartışmalara neden oldu.
Kodal’ın geçmişte hakkında çıkan bazı iddialar ki bunlar kamuoyunda ciddi şekilde konuşulan, maddi ve ahlaki bazı soru işaretlerini içeriyor - partinin kendi tabanında ciddi rahatsızlık yarattı. Henüz bu konularla ilgili resmî bir açıklama gelmemesi, vatandaşların kafasında soru işaretlerini artırıyor.
Bu geçişin perde arkasında kimlerin rol aldığı, hangi hesapların yapıldığı artık sadece Yalvaç’ta değil, tüm Isparta’da konuşuluyor. Partide kendi dünyasını kurmak isteyen bazı odakların, tabanı dışlayarak kişisel menfaat uğruna bu geçişi desteklediği kanaati yaygın. Özellikle AK Parti’nin dava çizgisini savunduğunu söyleyen bazı isimlerin, bu geçişe sessiz kalması veya sahiplenmesi ise samimiyet sorgulamalarını beraberinde getiriyor.
İlçe başkanı pozisyonundaki kişilerin, halk arasında kabul görmeyen açıklamalar yapması da partinin yerel düzeyde daha da yıpranmasına sebep oluyor. Yalvaç halkı AK Parti’ye düşman değil; aksine, “Önümüze düzgün bir aday konulmadı ki oy verelim” diyor. Bu söylem, Yalvaç’ın neden AK Parti’ye mesafeli durduğunu da net bir şekilde açıklıyor.
Sonuç olarak, bu geçişin siyasi boyutu kadar ahlaki ve toplumsal yansımaları da dikkatle incelenmeli. Yalvaç halkı, kendi iradesine saygı duyulmasını, partiler üstü bir şeffaflıkla yönetilmek istiyor. AK Parti eğer Yalvaç’ta yeniden güçlü olmak istiyorsa, tabanın sesini duymak zorunda. Aksi halde, tabandan kopuk, tepeden inme kararlarla bu işler yürümez.