Samet Memiş


Antalya’nın Güneşi Yolsuzluk Bulutları Altında

Yatırım, turizm ve gayrimenkul sektörlerinde dönen milyarlar, Antalya’da bir ‘rant ekonomisi’ inşa edildiğini kanıtlıyor.


Antalya son haftalarda adeta bir yolsuzluk laboratuvarına dönmüş durumda. Her yeni gün, kamuoyuna yansıyan yeni bir dosya, yeni bir bağlantı, yeni bir isim ortaya çıkıyor.

Savcılık soruşturmaları, MASAK raporları ve belediye ihalelerine ilişkin incelemeler, uzun süredir fısıltı halinde konuşulan iddiaları artık resmiyete taşıdı. “Yatırım” adı altında kurulan bazı şirketlerin aslında para transferi zincirinin parçası olduğu, Antalya merkezli bazı projelerin de gerçekte kâğıt üzerinde kaldığı iddia ediliyor.

Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan 197 milyon euroluk yatırım vurgunu dosyası bunun en çarpıcı örneklerinden biri. Yabancı yatırımcıların Türkiye’de projelere dahil edilme vaadiyle kandırıldığı, fonların farklı hesaplara aktarıldığı ve paraların izinin yurtdışı bağlantılı şirketlerde kaybolduğu belirtiliyor. 10 şüpheliden 5’inin tutuklanmasıyla birlikte dosya yeni bir aşamaya geçti.

Ancak dikkat çeken nokta şu: Bu tür olaylar münferit değil. Son aylarda hem yerel yönetimlerde hem de kamu projelerinde ihale süreçlerine, taşeron ilişkilerine ve kamu arazilerinin el değiştirmesine dair ciddi usulsüzlük iddiaları gündemde. Bazı belediye ihalelerinde rekabet şartlarının fiilen ortadan kaldırıldığı, belirli firmaların önceden belirlendiği iddiaları da inceleme konusu.

Antalya, Türkiye’nin vitrin şehirlerinden biri. Tarımda, turizmde, gayrimenkulde büyük paraların döndüğü bir bölge. Ve ne yazık ki bu zenginlik, denetimsizlikle birleştiğinde rantın en kolay üretildiği alanlardan biri haline geliyor.

Bugün Antalya’da konuşulan her yolsuzluk dosyası, sadece yerel bir mesele değil; kamu yönetiminde şeffaflık, denetim ve hesap verebilirlik sorununun bir yansıması. Gerçek soru şu: Bu sistemde kim kimin denetimini yapıyor?

Yargının, Sayıştay’ın ve İçişleri Bakanlığı’nın yürüttüğü incelemeler sonuç verirse, Antalya’da sadece birkaç kişi değil, yıllardır sessizce işleyen bir çıkar düzeni deşifre edilecek gibi görünüyor.

Antalya halkı, bu dosyaların akıbetini merakla izliyor. Çünkü mesele sadece kaybolan milyonlar değil — kamu güveni, adalet duygusu ve yönetime olan inanç da bu süreçte yıpranıyor.