Geçip giden yıllar, yaşanan anlar, bizden hep birer parça götürüyor.
O parçanın yerinde de kalan da bazen hep derin izler...
Herkesin derinlerinde yara izi vardır, insanlardan gizlemeye çalıştığı…
Saklamak için çok uğraştığı ama bir türlü saklayamadığı yara izleri...
Bazen gözyaşına saklanan sessiz çığlıklarda saklı, kimseye anlatılamayacak kadar özel…
Aldığı nefesle daha da derinleşen ama nefes alabiliyor olmanın kıymetini anlamayı sağlayacak yaralar…
Yaş aldıkça acılarla, yaralarla yaşamaya alışıyor belki de insan…
Kanıksıyor, yabancılaşıyor, unutmaya çalışıyor ama unutulmuyor…
Uyumadan önceki son göz kırpışından, uyandığı yeni güne kadar...
Bir sabah gün doğarken baktığında dışarı, yeniden yaşamayı seviyor...
Hayat sürprizlerle doludur derler…
Yaşanan her gün yeniden başlar…
Ve beklenir ki hayattan bir gün elbet birileri o yara izlerine dokunur…
Paylaşır, anlamaya çalışır…
Belki o zaman acılar biraz olsun hafiflemeye başlar…
Belki de silinir… Kimbilir...