Uluslararası diplomasinin dünyasında bu söz derin bir anlam taşır. Tıpkı bireylerin kişisel zorluklar sırasında gerçek dostlarını keşfetmesi gibi, uluslar da doğal afetler, çatışmalar, ekonomik zorluklar veya siyasi baskılar gibi kriz dönemlerinde dostluklarının derinliğini fark eder. Karşılıklı saygı, güven ve ortak değerler üzerine inşa edilen diplomatik ilişkiler, bir ülkenin savunmasız kaldığı anlarda sınanır. Koşulsuz destek sunan, adaleti savunan ya da kendi çıkarları pahasına dayanışma gösteren uluslar, genellikle gerçek ortaklar olarak hatırlanır. Bu tür anlar yalnızca ikili ilişkileri güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda samimiyet ve ortak kader temeline dayalı ittifakları yeniden tanımlar.
Pakistan’ın yakın dostları olan Türkiye ve Azerbaycan, devam eden Pakistan-Hindistan gerilimi sırasında bir kez daha kardeşlik bağlarının gücünü kanıtlamışlardır. Her iki ülke de Pakistan’ın duruşuna açık ve diplomatik destek vererek adaletin, bölgesel barışın ve Keşmir halkının haklarının önemini vurgulamıştır. Hindistan ise bu tutumdan büyük rahatsızlık duymuş, kamuoyunda tepkiler oluşmuş ve Hindistan’da Türk ve Azerbaycan ürünlerine boykot çağrıları yapılmıştır. Ancak Türkiye ve Azerbaycan, baskılara rağmen doğruluk ve dayanışma taahhütlerini sürdürmüş, gerçek dostların zor zamanlarda geri adım atmak yerine daha da güçlü durduğunu göstermiştir.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan ile varılan son ateşkesin ardından Pakistan’a güçlü destek vermiş, bu anlaşmayı bölge barışı için olumlu bir adım olarak nitelendirmiş ve Keşmir’deki saldırıları ile Pakistan’a yönelik füze saldırılarını kınamıştır. Erdoğan, gergin süreçteki sabırlarından dolayı Pakistan liderliğini ve halkını övgüyle anmıştır.
Azerbaycan ise, Pakistan’ın Hindistan karşısındaki zaferini Bakü sokaklarında binlerce kişinin Pakistan ve Azerbaycan bayraklarıyla kutlaması, “Pakistan Zindabad” ve “Pak-Azerbaycan Dostluğu Zindabad” gibi sloganlar atmasıyla olağanüstü bir dayanışma sergilemiştir. Bu halk gösterisi, iki ülke arasındaki derin bağları ve Pakistan ile silahlı kuvvetlerine olan sarsılmaz desteği yansıtmıştır. Hindistan’ın tepkilerine rağmen Türkiye ve Azerbaycan, dostluk ve hakikat yolundaki duruşlarını korumuş, gerçek müttefiklerin kriz zamanlarında daha da güçlü bir duruş sergilediğini yinelemiştir.
Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Güney Asya’daki son kriz sırasında verdikleri güçlü destekten dolayı Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e ve Azerbaycan halkına içten teşekkürlerini sunmuştur. Bu desteğin Pakistan ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik bağlarını ortaya koyduğunu belirtmiş ve her iki ülke arasındaki dostluğun artan Azerbaycan yatırımlarıyla daha da geliştiğini vurgulamıştır. Yaklaşık iki milyar dolarlık projeler planlanmakta olup, Başbakan Aliyev’i yeniden İslamabad’a davet etmiş ve bu davet memnuniyetle kabul edilmiştir. Başbakan, Azerbaycan’ın Keşmir konusundaki desteğini takdir etmiş ve Pakistan’ın barışa olan bağlılığını, Hindistan ile yapılan ateşkesi kabul ederek gösterdiğini; ancak gerekirse topraklarını savunmaya da hazır olduğunu ifade etmiştir.
Pakistan’ın savunma kabiliyetlerinin ve stratejik ortaklıklarının büyüdüğünü gösteren önemli bir gelişmede, Türkiye yapımı insansız hava araçlarının, Hindistan’ın batı sınırındaki askeri ve gözetleme tesislerine yönelik yakın zamanda düzenlenen bir operasyonda kullanıldığı bildirilmiştir. Türkiye, Pakistan’ın ikinci en büyük savunma ortağı ve Keşmir dahil önemli bölgesel konularda uzun süredir müttefikidir. Hindistan’ın bu gelişmelere yanıt aradığı ve jeopolitik duruşunu yeniden değerlendirdiği bu süreçte, Pakistan-Türkiye stratejik işbirliğinin derinleşmesi, bölgedeki güç dengelerinde bir değişimi işaret etmektedir.
Hindistan’ın Türkiye ve Azerbaycan malları ile turizmine yönelik son boykot çağrıları, bu iki ülkenin Pakistan’a verdiği ilkesel desteğe doğrudan bir tepki niteliğindedir. Türkiye ve Azerbaycan, Hindistan’ın “Operasyon Sindoor” adını verdiği askeri hamleye karşı Pakistan ile dayanışma sergileyerek, Cammu ve Keşmir ihtilafındaki diplomatik duruşlarını yinelemişlerdir.
Pakistan açısından bakıldığında, bu boykot çağrıları Hindistan’ın bölgesel ihtilaflara ilişkin anlatısına karşı çıkan uluslararası sesleri ekonomik baskı yoluyla susturmaya çalıştığını göstermektedir. Ancak bu aynı zamanda Pakistan ve halkı için güvenilir müttefiklerinin yanında durma fırsatıdır. Türkiye ve Azerbaycan’ın Pakistan’a kritik zamanlarda verdiği ahlaki ve diplomatik desteğe karşılık, şimdi halkın ve hükümetin karşılıklı dayanışma sergileme zamanıdır.
Pakistan, Türkiye ve Azerbaycan’ı desteklemek amacıyla anlamlı ve proaktif adımlar atmalıdır. Hindistan’ın boykot kampanyasına karşı, bu dost ülkelerin ürünlerinin Pakistan pazarlarında öne çıkarılması güçlü bir dayanışma göstergesi olacaktır. Yerli işletmeler, perakendeciler ve tüketiciler; bu dost ülkelerden yapılan ithalat ve alışverişlere öncelik vermeye teşvik edilmelidir. Bu çabalar, yalnızca Hindistan’ın boykotunun etkilerini azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda Pakistan’ın bu dost ülkelerle olan ticari ilişkilerini de güçlendirecektir.
Bunun yanı sıra, kültürel ve turizm bağlarının artırılması, halklar arası ilişkilerin derinleştirilmesinde önemli rol oynayabilir. Pakistan’daki medya kuruluşları ve seyahat acenteleri, Türkiye ve Azerbaycan’ı tercih edilen seyahat destinasyonları olarak tanıtmalı; ortak değerler, tarihsel bağlar ve misafirperverlik vurgulanmalıdır. Ekonomik alanda, Pakistan’daki kamu ve özel sektörler iş fuarları, yatırım forumları ve ortak ticaret girişimleri düzenleyerek yeni işbirliği kanalları açmalıdır. Bu adımlar, hem minnettarlığın bir ifadesi hem de uzun vadeli ekonomik fırsatlar ve ortaklıklar yaratacaktır.
Aynı zamanda, Türkiye ve Azerbaycan’ın Pakistan’a verdiği diplomatik ve ahlaki desteği Pakistan medyasında güçlü şekilde yansıtmak, Hindistan’ın propagandasına karşı gerçekler ve olumlu anlatılarla cevap vermek önemlidir. Akademik kurumlar, öğrenci değişim programları ve araştırma iş birlikleri başlatarak eğitimsel ve kültürel etkileşimi artırmalıdır.
Türkiye ve Azerbaycan, Pakistan ile dayanışma içinde oldukları için hedef alındıkları bir dönemde, birlik, stratejik işbirliği ve halklar arası etkileşim, Pakistan’ın takdirini göstermesinin ve kalıcı ortaklıklar kurmasının en güçlü yollarıdır.