Isparta’da geleneksel hale gelen Gül Festivali bu yıl da coşkulu başladı ama ne yazık ki yağmurla noktalandı. Üç gün süren festival boyunca gökyüzü griye büründü, yağmur damlaları güllerin üzerine düştü, sahneler ıslandı, insanlar şemsiyelere sığındı. Hâl böyle olunca “festival çok güzel geçti” demek, gerçeği biraz eğip bükmek olur.
Oysa Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen ve ekibi, festivalin kusursuz geçmesi adına her detayı düşünmüş. Organizasyon tertemiz, sahneler yerli yerinde, sanatçılar güçlü isimlerden seçilmiş: Öykü Gürman, Kıraç ve mahalli - yerel sanatçılar… Ama ne yazık ki yağmur, coşkunun üstünü örtmeye yetti. Vatandaşlar konser alanlarında şarkılara eşlik etmek yerine, ıslanmamak için bir köşe bulma derdine düştü.
Aslında bu ilk değil. Gül Festivali, neredeyse her yıl benzer bir manzaraya sahne oluyor. Haziran başında Isparta’nın iklimi belli: Yağmur eksik olmuyor. Gülün en güzel zamanı tamam da, festivalin en güzel zamanı bu mu? Sanmıyorum.
İklim verileri ortada. Haziran ortasına kaydırılacak bir festival tarihi, ne güle zarar verir ne coşkuya. Aksine, hava açık olur, insanlar gönlünce eğlenir, sanatçılar da sahne performanslarını hakkıyla sergiler. Hem şehrin tanıtımı hem katılımın artması açısından da daha isabetli olur.
Yetkililere buradan bir çağrım var: Gül Festivali bu şehrin gururudur. Ama o gururun gökyüzünde asılı kalmaması, halkla buluşabilmesi için biraz takvim duyarlılığı şart. Belki gelecek yıl güller yine açar ama bu kez güneşin altında…