Köşe Yazısı – Samet Memiş
Her yaz aynı manzara: Alevler gökyüzünü boyuyor, ormanlar cayır cayır yanıyor, canlılar kaçıyor, insanlar yıkılıyor. Televizyon ekranlarında yine aynı yüzler, aynı cümleler: “Nem düşüktü”, “Rüzgar hızlandı”, “İhmal var”, “Elektrik hattıydı belki de”, “Sabotaj ihtimali göz ardı edilmemeli...”
Bunların hepsi doğru olabilir. Ancak bir gerçeği kimse dile getirmiyor: Biz ormanlarımızı yıllardır çalı çırpı yığınına dönüştürdük. Alt örtü temizlenmiyor, orman tabanı yangına davetiye çıkarıyor. Alevler işte tam da bu hazır tabakayı bulunca yayılıyor, hızlanıyor, büyüyor.
Oysa doğanın bu iş için binlerce yıldır sunduğu bir çözüm var: Keçiler.
Evet, kara keçiler.
Keçi: Yalnızca Bir Hayvan Değil, Bir Ekosistem İşçisi
Anadolu coğrafyası keçiyle büyüdü. Yüzyıllar boyunca ormanla keçi iç içe yaşadı. Keçi sadece bir otçul değil, aynı zamanda yürüyen bir yangın önleme aracıydı. Nereye giderse oranın tabanını temizledi. Çalılığı, kurumuş otu, ölü dalı yedi, yok etti.
Ama sonra, modern orman politikalarıyla keçi dışlandı. “Ormana zarar verir” denildi, otlatma yasaklandı. Ne oldu? Orman altı örtüsü büyüdü, çalılıklar çoğaldı, yangınlar hızlandı. Bugün geldiğimiz noktada, bu kadim dengeyi yeniden kurmak zorundayız.
Tarım ve Orman Bakanlığı’na Açık Çağrım Var:
Kadrolu çobanlar istihdam edin. Bu bir geçim kapısı değil sadece, aynı zamanda bir orman güvenliği meselesidir.
Orman içi otlatma sahaları planlayın. Kontrollü otlatma ile hem doğa korunur hem yangın riski azaltılır.
İl ve ilçe müdürlükleri üzerinden özel keçi otlatma ekipleri kurun. Bu ekipler kırsal halkla birlikte çalışmalı, yerinden yönetim esas alınmalıdır.
Bilim insanlarını, köylüleri, hayvan yetiştiricilerini bu sürece dahil edin. Ortak akılla bir Ulusal Keçi Eylem Planı oluşturun.
Yıllardır bu önerileri söylüyoruz, konuşuyoruz. Ama artık konuşma zamanı değil, icraat zamanı. Her yıl aynı kabusu yaşamaktan bıkmadık mı? Ormanlarımızı korumanın yolu doğayla savaşmaktan değil, doğayla uyumdan geçer.
Keçiyi Ormana Geri Getirmek, Saygının Ta Kendisidir
Keçiler ormanla yeniden buluşursa, yangınlar önlenir. Bu sadece bir çevre tedbiri değil; aynı zamanda kültürel, ekolojik ve ekonomik bir dönüşüm demektir. Keçisiz orman, yangına açık bir barut fıçısıdır.
Unutmayalım:
Doğa ile savaş kazanılmaz. Doğayla uyum ise her şeyi değiştirir.
Bugün bir karar almalıyız:
Ya keçiyi ormanla barıştıracağız, ya da her yaz aynı yangını izlemeye devam edeceğiz.