40 Yılın Ardından Gelen Umut: Zararın Neresinden Dönülse Kârdır
Kırk yıl…
Tam kırk yıl süren bir karanlık tünel…
Binlerce iç infaz, faili meçhuller, yakılan köyler, gözyaşına boğulan analar, hayattan koparılan genç fidanlar… Her biri, bu ülkenin bağrında açılmış bir yara, her biri on yıllardır kanamaya devam eden derin bir travmanın tezahürü.
Yalnızca insan hayatı değil kaybolan; ekonomik olarak da bu süreç, Türkiye’nin sırtında ağır bir yük oldu. Harcanan trilyonlarca dolar, durdurulamayan kan, bölge halkının silinmeyen acıları… Ve soruyoruz: Geride ne kaldı? Yıkım, öfke, nefret ve pişmanlık…
Bugün geldiğimiz noktada ise ilk kez bir “dönüm noktası”na doğru ilerlendiğini görmek, geleceğe dair umutlarımızı yeniden yeşertiyor. Zararın neresinden dönülse kârdır. Bu iradeyi göstermek kolay değildir. Çünkü bu yalnızca bir siyasi karar değil, tarihsel sorumluluğun omuzlandığı cesur bir adımdır.
Bu nedenle; bu sürecin mimarlarından, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve süreci siyasi sahiplenmeyle tahkim eden, devlet adamı sorumluluğuyla hareket eden MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkür etmek bir vefa borcudur. Çünkü hakikati konuşmak cesaret ister; elini taşın altına koymak ise liderlik…
Elbette ki bu süreç kolay olmayacak. Toplumun hafızasında kırılmalar, duygusal travmalar var. Fakat unutmamamız gereken şu ki; barış, birden inşa edilen bir bina değil, adım adım örülen bir köprüdür. Bu köprüyü birlikte inşa edeceğiz. Acılarımızı unutmadan, ama geçmişin zincirlerinden de kurtularak…
Türkiye artık enerjisini kavgaya değil kalkınmaya, çatışmaya değil kardeşliğe harcamalı. 40 yılın yükünü omuzlarımızdan atmanın zamanı geldi. Gözyaşlarının yerini tebessüm alsın, yıkılan hayallerin yerini umut…
Ve bir kez daha, bu kararlı duruşu sergileyen herkese sonsuz teşekkürler.
Tarih, barışı inşa edenleri daima yazar.
Gazeteci / Samet Memiş
